Öncelikle selamlar.
Esma ben. Babamın kızıyım. Onun dışında size hakkımda ne diyebilirim bilmiyorum. Okumayı ve yazmayı seviyorum. Immm başka, herkesin olduğu gibi bir okulum var, evim var. Odamda her sabah cıvıldaştığım bir kuş var. Benden bu kadar.
Bloğumun ismi La Loba;
Clarissa P. Estes'in
Kurtlarla Koşan Kadınlar kitabında en sevdiğim ilk öyküden esinlenerek böyle oldu. Bana kalsa Tarçınlı Fesleğen güzel bir blog ismiydi ama daha önce kullandığım için tekrar kullanamıyorum :)
"La Loba;
Kurt Kadın demektir. La Loba çok az insanın gördüğü bir yerde yaşayan ihtiyar yaşlı bir kadındır ve insanlarla konuşmaz. Özellikle arkadaşlıktan köşe bucak kaçmaya çalışır. Şişkodur ve kıllarla kaplıdır :)
La Loba özellikle dünyadan kaybolma tehlikesi ile karşı karşıya kalan türlerin kemiklerini toplayıp korur saklar ama asıl işi kurt kemiğini toplamaktır. Bir kurdun kemiklerini bir araya getirmek için toprağı didik didik eder, yerlerde sürünür, emekler. Sonunda kurdun son kemiğini de bulunca birleşen kemiklere bakıp söyleyeceği şarkıyı düşünmeye başlar. Emin olduğu zaman kollarını kaldırıp şarkısını söylemeye başlar. O an kurdun kemikleri ete kemiğe bürünerek, yaratık kürkle kaplanır. La Loba şarkısını söylemeye devam ettikçe kurt yaşamaya yaklaşır. La Loba şarkısını söylemeye devam eder yer sarsılır ama kurt sonunda gözlerini açar, ayağa kalkıp koşmaya başlar ve sonra gözden kaybolur."
Benim size anlatmak istediğim kadarıyla hikaye böyle. Hikayenin kendisi güzel hissettirdiği duygu güzel. "Teraneberayigorg" da Farsça, kurt için şarkı demek. Bloğun hikayesi bu. Ne hakkında yazarım, yazacağım bu konuda da emin değilim. Canımın istediği her konuda buraya birşeyler yazacağım. Şimdilik hoşçakalın :)