5 Haziran 2019 Çarşamba

Ama Kelebekler de Yaşar

 Büyük şeyler hiç beklenmediği zamanda yaşanır. Zaten beklenmediği için büyüktür. Büyümüşsündür ama yine de bir sabah saçlarını tarar baban "illa sevdireceksin kendini" diye söylenerek ve bu söylenmenin sadece bir bahane olduğunu bilirsin, söyleyen de bilir. Büyük olan insanın ayaklarını yerden keser. Uçabilirsin mesela o ân. Yer çekimi kanunu seni serbest bırakır ve kanatların olmadan uçarsın. Sevgiyle bakan, bir ömür sevgiyle bakacağını düşündüğün o gözler adeta ruhunu yitirmiş gibi sana baktığında ve sen bütün ömrünün o bakışla, birbirine kenetlenmiş parmaklar gibi diğeri taş keserken taş kessin istersin. Yok olsun. Hayır Allahım hayır ona değil lütfen ona değil. Kanatların olmasa da uçarsın. Şey gelir aklına üç günlük dünya. Otuz yaşına merdiven dayanmış belki bu kadar daha yaşarsın belki daha fazla belki daha az. Ama zaman geçerken boş geçmiyor. İnsan her geçen günün bir yaprak dökümü olduğunun farkına vara vara yürüyor bu yolda. Tabutların çivilerini çakmaya gönüllü de değildir üstelik marangoz ölümün varlığının ürpertisini hissedişi geçene kadar. Ama kendisini hatırlatma konusunda başka ne bu kadar mahirdir ki?
 Diyorsun ki sonra canlar sağ olsun. Dostlar var olsun. İnsan ne için yaşar? Niye yaşıyorum bilmiyorum. Niye varız? Doğru bir yol var ama sanki her gün biraz daha uzaklaşıyorum o yoldan. Ömür öyle ya da böyle geçip gidiyor. İnsan daha ne göreceğim şu dünyada sorusunu kendine sormaya korkuyor. Acizsin. Kulsun. Yıllarca olsun diye ettiğin duaların var. Kabul olunduğunu bildiğin dualar var yani yalnız değilsin ama daha ne kadar direneceksin bu içine düştüğün kuyuda. Daha ne kadar düştüğün bu kuyudan çıkmamak için direneceksin!
 Bayramlar insanların sevdikleriyle birlikteyken güzel. Ben her bayram, olduğum şehirde ziyaret edeceğim mezar olmadığına şükrediyorum. Sonra bir bir yüreğimde yer etmişleri düşünüyorum. Ahmet'im geliyor aklıma. O minik bedeni lösemiyle savaşırken keyifli olduğu günlerde yakıştıramazdım hastalığı ona. Hüzün kovan gülüşüyle her gülüşünde zannederdim ki büyüyecek Ahmet koca adam olacak. Okuldan geldim bir gün. Anahtarımı unutmuşum evde. Apartman dairesinde oturuyorum. Annemi aradım. Sandım ki bina yıkıldı ve ben altında kaldım. İlk değildi bu. Son hiç değil. Ölenler bir de kalbimize gömülüyor ve yolun sonunda büyük bir mezarlık olarak gidiyoruz gideceğimiz yere. 

2 Haziran 2019 Pazar

Bismillah

 Öncelikle selamlar.
 Esma ben. Babamın kızıyım. Onun dışında size hakkımda ne diyebilirim bilmiyorum. Okumayı ve yazmayı seviyorum. Immm başka, herkesin olduğu gibi bir okulum var, evim var. Odamda her sabah cıvıldaştığım bir kuş var. Benden bu kadar.
 Bloğumun ismi La Loba; Clarissa P. Estes'in Kurtlarla Koşan Kadınlar kitabında en sevdiğim ilk öyküden esinlenerek böyle oldu. Bana kalsa Tarçınlı Fesleğen güzel bir blog ismiydi ama daha önce kullandığım için tekrar kullanamıyorum :)
 "La Loba; Kurt Kadın demektir. La Loba çok az insanın gördüğü bir yerde yaşayan ihtiyar yaşlı bir kadındır ve insanlarla konuşmaz. Özellikle arkadaşlıktan köşe bucak kaçmaya çalışır. Şişkodur ve kıllarla kaplıdır :)
 La Loba özellikle dünyadan kaybolma tehlikesi ile karşı karşıya kalan türlerin kemiklerini toplayıp korur saklar ama asıl işi kurt kemiğini toplamaktır. Bir kurdun kemiklerini bir araya getirmek için toprağı didik didik eder, yerlerde sürünür, emekler. Sonunda kurdun son kemiğini de bulunca birleşen kemiklere bakıp söyleyeceği şarkıyı düşünmeye başlar. Emin olduğu zaman kollarını kaldırıp şarkısını söylemeye başlar. O an kurdun kemikleri ete kemiğe bürünerek, yaratık kürkle kaplanır. La Loba şarkısını söylemeye devam ettikçe kurt yaşamaya yaklaşır. La Loba şarkısını söylemeye devam eder yer sarsılır ama kurt sonunda gözlerini açar, ayağa kalkıp koşmaya başlar ve sonra gözden kaybolur."
 Benim size anlatmak istediğim kadarıyla hikaye böyle. Hikayenin kendisi güzel hissettirdiği duygu güzel. "Teraneberayigorg" da Farsça, kurt için şarkı demek. Bloğun hikayesi bu. Ne hakkında yazarım, yazacağım bu konuda da emin değilim. Canımın istediği her konuda buraya birşeyler yazacağım. Şimdilik hoşçakalın :)

tiksinti

      insan kendisi olmak dışında her şeyden vazgeçebilmeli. aşktan, paradan, hayallerden, dünyadan. geriye kalacak tek şey kişinin kendisi ...