26 Temmuz 2019 Cuma

Mülksüz

 Başka yer, negatif bir aynadır. Yolcu sahip olduğu tenhayı tanır, sahip olmadığı ve olmayacağı kalabalığı keşfederek. Italo Calvıno
  Doğup büyüdüğüm şehre, yaşadığım şehre ve memleketime yabancı gibiyim. Gördüğüm ve tanıdığım şehirler arttıkça tanıdığım şehirlere olan yabancılığım artıyor. Mülksüzlüğüm ve yalnızlığım artıyor. Geçen hafta bugün Bestami askere gitti. Kalabalık bir grup yolculadı onu. Sevdiği kız, halalar, dayılar kuzenler cümbür cemaat oradaydık. Kendimi ait hissetmediğim o kalabalık. Abim askere giderken dedem gelmişti. E bir de en son abim evlenirken. O, hastalıklarına rağmen bir güne yakın süren yolculuğa katlanmış, yorgun argın geldi. Bizim evde bayram şenliği tabi. Konuşulanları pek hatırlamasam da dedemlerin bizde kaldığı o günlerde ev kahkahalarla dolmuştu. Ait olmadığım o kalabalıkta bunca yıldır gurbette yaşadığımızı hissettim bu yaşımda. Dedemi işte o zaman anladım. İliklerimize kadar işlemiş yalnızlığımızı, sanki başka alternatifi yokmuş gibi kabul ettiğimiz o gurbetin ıssızlığını yaşatmamış bize. Sonra kardeşim askere gitti babam, annem, yengem ve abim. Dedemin diyalize girdiği gün sayısı artmış. Abimin düğününde haftanın üç günüydü... Farkına varmadık eksikliğin. Farkına varmadık değilmiş aslında. Hissettiğimiz şeyin tanımını yapamamışız. Sonra evlendi kardeşim. Düğününde teyzem ve Şerife teyze. Alışmışız dedim ya ıssızlığa çok yaralamadı sanıyordum. O yaraların açtığı mesafe kapanmazmış artık. Halalar, dayılar hep uzaktaki o evlerde yaşıyor ve pek ulaşamazmışım gibi. Dedem mesafelere rağmen kapısını kapımızın karşısına getirmiş, bir maniniz yoksa akşama sizdeyiz yakınlığını korumuş. İnsan bazı şeylerin farkına yaş aldıkça varıyormuş.

tiksinti

      insan kendisi olmak dışında her şeyden vazgeçebilmeli. aşktan, paradan, hayallerden, dünyadan. geriye kalacak tek şey kişinin kendisi ...