Huzur dediysem bakmayın huzur değil aslında o dervişlik. Bir kıssa anlatılır Nakşibendiliğin kuruluşuyla ilgili. Iki dost ilim öğrenmek ister ama çok pahalıdır o dönemde ilim öğrenmek. Dostlardan biri tüccar olur diğeri ilimle uğraşır. Tüccar arkadaşının her türlü masrafını çeker. Diğer arkadaş ilmini tamamlayıp alim olunca etrafında cemaat oluşur. Aslında cemaat denilen şey kendiliğinden olur. Fıtri bir ihtiyaçtır pek de bu konularda araştırmışlığım yok. Tacir olan diğerinin meclisine gelir ve sorar neler öğrendin? Neler yapmalıyız? İlimle meşgul olan şunları şunları okumak lazım şunları şunları çekmek lazım der. Tacir vallahi arkadaşım senin bu dediğini ben anlamam. Bana de ki "Allah için çeşme yaptır, cami yaptır, talebe okut. Bunları yaparım ama boncuk çekmekle uğraştırma beni."
Allah'a ulaşan yol kullarının sayısı kadardır.