Üzerimde beşinci sınıfta Aysel ablaya diktirdigim şuan köydeki evde sandığın içinde duran lacivert hırka var. Kışın en soğuk günlerinde bile okula o hırka ile gittim. Okula o hırkayla gittiğim o sene nerdeyse hiç üşümedim. Ondan sonra başladı üşümelerim. Köprüden geçerken ve rüzgar eserken İsmail abinin muhtemelen sonraki otobüsle okula geleceğini düşünürken, herşeyin değiştiğini ama tek bir şeyin değişmediğini eğer yaşarsam yıllar sonra da bunun değişmeyeceğini bildiğim şeyin farkına varıyorum. O an gökyüzü daha mavi yol boyu konuştuğum güneş saha parlak adliyenin önü sabahın bu saatine rağmen kalabalık. Papatyaların açtığı o arsada da gökyüzüne baktığım, dünyayı gördüğüm bakış açım, görüşüm hep aynı. Babam şu sıralar neden yazmadığımı soruyor. Neden bir amacımın olmadığını da soruyor. İki soruya da verecek cevabım yok. İnsan tanınma isteğini kaybedince böyle oluyormuş demek.
tiksinti
insan kendisi olmak dışında her şeyden vazgeçebilmeli. aşktan, paradan, hayallerden, dünyadan. geriye kalacak tek şey kişinin kendisi ...
-
Sinirden ellerim titredi. Uzun zamandır bütün bedenimi kaplayan uyuşukluktan sonra hissedebildiğim ilk şeylerden biri bu. Çok sinirliyim am...
-
Kafedeki sineklere bakıyorum. Durmadan kaşınan ve kaşınmaktan artık dokunsam acıyan yerlerim var. Bu yüzden sinekleri uzak tutmalıyım kendim...
-
Anadan geçilir Hasan yardan geçilmez diyor türküde. Hasan köylüye işkence eden eşkıyaları öldürünce hapse girer ve çıktığında sevdiğinin ev...