Kalbin mengene ile sıkılırken ve yüzde sıkıntılar kendilerine yeni yollar edinirken şöyle olsaydı böyle olsaydı demek kişinin yükünü azaltmaz. Derdini arttırır, sıkıntısını arttırır. İnsan kırgınken daha kolay kırılıyormuş. Ya da hassasiyetle alakalı olabilir bu durum. Bir şekilde yapabileceğin şeylerin önü bir bir tutulurken, düşerken bir şekilde elinden tutup kaldırdığın kaldırmaya çalışırken yanına düştüğün insanların hal hatır sormamaları bile... vefasızlığa alışmak lazım. Belki de dünya budur. Birileri birilerinin omzuna basarak yükselir. Seninle aynıyken vaatlerde bulunur ve bu vaatlerin olmayacağını bilirsin mühim değildir ama insan bazen kötülüklerin dibi olduğu gafletine kapılır. İnsan vefasızlığın da bir sınırı olduğu gerçeğini unutur. Şu sıralar çokça kırgınım. Hayatı kendine kafes yapanlar, ayaklarına pranga takanlar o kafese seni de sokuyormuş, denizin derinliklerine dalarken seni de çekiyormuş kendisiyle. Bazen haykırasım geliyor bırakın beni, bırakın nefes alamıyorum. Bırakın beni tükeniyorum. Bütün bu hırslarınız, öfkeleriniz, arzularınız, haklılıklarınız, sözleriniz, kederleriniz, aşklarınız, sevgileriniz, akıllı oluşlarınız, dedikodularınız sizinle kalsın. Bırakın beni. Uzak durun benden, içinizdeki tüm kötülükleri görüyorum bırakın beni. Üzgünken ben ayaklarınızın altında gölgelerinizin etekleri havalanırcasına dans ettiğini görüyorum rahat bırakın. Parmağınızı bir kabahatimi gördüğünüz zaman sallarken yediğiniz tüm haltlar gözlerinizin içinden göğe fırlıyor rahat bırakın beni. Bu dünyaya ben olarak geldiysem bırakın iyisiyle kötüsüyle kendi kararlarımı yaşayayım. Ben siz değilim bırakın beni. Hata yapmamı engellemiyorsunuz hayatı yaşamamı engelliyorsunuz bırakın beni. Nefes alamıyorum. Kafka'yı Kafka yapan babası beni ben yapan... Nefes alamıyorum ve bu kimsenin umurunda değil. Anlaşılmak gibi derdim yok sadece kendimle kalmak istiyorum. Yalnız bırakın beni. Bırakın Ursula'nın kitaplarına gömüleyim. Bırakın... haklısınız hepiniz haklısınız bir hayatınız var, kişiliğiniz, gururunuz, onurunuz, haklılığınız. Gözlerinde yaşınız. Ben artık derdinizle yüklenmek istemiyorum. Derdinizi alın keyifli günleri yaşadığınız gibi yaşayın. Kimleyseniz onunla yaşayın. Beni ve bizi rahat bırakın. İnsan gerçekten çokça yoruluyor. Başkalarının güzel hayat yaşadığını düşünüp kendini daha da bunalıma sokan insanlar sizden de nefret ediyorum. Siz haklısınız, siz dertlisiniz.
İnsan bir hayalini çokça sesli söyleyince etrafındakiler de o hayale sahip çıkıyormuş. İnsan hayal kuramayınca hayal mühendislerinden hayal çalabiliyormuş. Hayal mühendislerinden çaldığı hayalleri kendi hayali şeklinde dile getirirken hayal mühendisinin bunun farkına varamayacağına inanıyormuş. Sonuç. Bu yazı başlığını aramıyor.