21 Ağustos 2021 Cumartesi
Yaraya tuz
7 Ağustos 2021 Cumartesi
Kafe günlüğü
6 Ağustos 2021 Cuma
İhtiyar
Ankara'dayım. Liman kitap kafe diye bir yerde oturuyorum. İslami İlimler okurken Rumeysa sayesinde tanıdım İhtiyar kitapevini. Yıllarca gitmek istedim ama nasip olmadı. Gerçi pek de sevmem Ankara'yı. Neden bilmem, sanki her yere uzak bir yerin adı Ankara... Şimdi burada otururken hüzünlenmemek elde değil. Konuyu tam olarak bilmiyorum bu yüzden dikkatli seçmeliyim kelimelerimi. Çünkü bazen kelimeler bir insanın Azrail'i oluyor...
İbrahim abi vardı. Bunu yazmak bile insana hüzün veriyor. Okulda acımasızca laf söyleyen arkadaşlarımdan kurtulmak için büyümek isterdim. Büyük insanların birbirini incitecek laflar söylemediğini düşünürdüm. Başkasına yılan gibi sokmanın çocukluğa ait olduğunu ve saçma bir oyun olduğunu zannederdim. İbrahim abi... Bazı çocuklar vardır kendisine laf söylendiğinde ağlarlar, hataları ortaya çıktığında yerin dibine girmek isterler. Oysa hayat sana hata yapma hakkını vermiştir. Hatta Allah biz insanları hata yapıp bundan pişman olduğumuz için helak etmiyor, öyle diyor. Peki biz neden hata yapma payını vermiyoruz kendimize? Bir gün bir hata yapınca bundan sonra hiç düzelemezmişiz gibi geliyor ve çoğu insan bundan dolayı hata üstüne hatalar ekliyor ve eskisi gibi olamayacağına inanıyor. Bu inançla yaptığı her hata ile daha fazlasına yöneliyor daha fazlasına...
Büyüdükçe insanların birbirinden daha çok nefret ettiğini anladım. Eğer birini öldürmek serbest olsa pek çok kişi bir diğerini abidik gubidik sebepten öldürür. Hem bütün dinlerde hem ahlak ilkelerinde hem de yasalarda yasak olmasına rağmen abidik gubidik sebeplerle öldüren insanlar da var tabi. Hayatta kendimize hata yapabilme payını vermeliyiz. Hepsi geçecek hepsi unutulacak, bu yüzden sana verilen hediyenin yani hayatın değerini bilmelisin.
Gelip Geçer
Hayat, inişleri ve çıkışlarıyla insanı şaşırtıyor. Tam her şey kötü derken, bir nebze olsun umut kalmamışken bir anda insanı umutlandırır. Yangınlar devam ediyor. Hala bir sürü insan evsiz kalmaya devam ediyor. Bir sürü canlı hayatını yitiriyor. Ağaçlar inleye inleye yanıyor. Buna sebep olanların da evlerine ateşler düşsün. İkinci sınıfa giderken deprem korkusundan Hatay'da yaşıyorduk. Her sabah okula gitmek için erkenden uyanırdık. Bir sabah burnumuzu yakan duman kokusuyla uyandık. Aslında köy yerinde duman kokusu o kadar da tuhaf değildir. Çünkü insanlar çöplerini yakarak temizler, eski kıyafetlerini yakarlar ya da ateş yakarak bazı yemekleri pişirirler. Düğün yemekleri de bahçelerde yakılan koca ateşle pişirilir. Otobüse binmek için dışarı çıktığımızda karşımızdaki dağ yanıyordu ve helikopterler inip kalkıyordu. Teröristler dağı yakmış meğer... Bütün gün boyunca dua ettim durdursunlar diye. Eve gittiğimde durdu da. Yanacak bir şey kalmayınca durmuş. Bir gün önce yemyeşil olan dağ bugün bazı yerlerinden hala duman çıkan kara bir bataklık gibi görünüyordu. Tam köyün ortasından akan derenin kenarına gittik. Yüzen hayvan cesetleri, ağaç cesetleri... Korkunçtu tek kelimeyle. O orman kendini topladı toplamasına ama geçen sene yine aynı teröristler yine aynı dağı yaktı. Yine simsiyah bir dağ olarak duruyor orada. Hiç merhamet ya da şefkat göstermeden o ormanı yakan insanların da evlerine ateş düşsün. Bütün bunlara rağmen doğa inanılmaz bir şey. Bir tarafı yanarken bile filizlenen bir fidan görebilirsiniz. Her seferinde azimle ve yılmadan tekrar tekrar kendine ait olanı alıyor. Her seferinde yeniden kendisi olabiliyor. Tamam artık berbat bir hayatım var derken bir anda hayat sana yeniden umut veriyor. Fırtına anında insanın kendine şunu söylemesi lazım sanırım "Şu an bunun en güçlü anı ama geçecek" Ne geçmiyor ki hem zaten... Aşk bile yeterince bekleyince geçiyor...
tiksinti
insan kendisi olmak dışında her şeyden vazgeçebilmeli. aşktan, paradan, hayallerden, dünyadan. geriye kalacak tek şey kişinin kendisi ...
-
Sinirden ellerim titredi. Uzun zamandır bütün bedenimi kaplayan uyuşukluktan sonra hissedebildiğim ilk şeylerden biri bu. Çok sinirliyim am...
-
Kafedeki sineklere bakıyorum. Durmadan kaşınan ve kaşınmaktan artık dokunsam acıyan yerlerim var. Bu yüzden sinekleri uzak tutmalıyım kendim...
-
Anadan geçilir Hasan yardan geçilmez diyor türküde. Hasan köylüye işkence eden eşkıyaları öldürünce hapse girer ve çıktığında sevdiğinin ev...