Canım eşim. Sarılmayı özledim şimdiden. Yolun başında ona bak ben sana aşık değilim olmak da istemem. Sen de bana aşık değilsin olmaman da sorun değil. Değer verelim ve bağlar kuralım. O kadar çok bağ kuralım ki bağların biri koptuğunda sarsılmayalım. İlişki ancak böyle ayakta durur. Elhamdülillah kurduğumuz bağların sayısına çok şükür. Rabbim herkese böyle güzel bağlar kurmayı nasip etsin.
Arkadaşlar dert hep olacak ama güzellikler de hep olacak. Bazen bunlar çok iç içe bazen çok uzak olacak. Biliyorum çünkü burası cennet değil. Bir gün ıssız o şehrin karanlığında kapıyı çalan ıssız yolcu gibi dayanacak her acı kapıya. Boğazına sarılacak, çırpınacaksın. Belki ölürüm artık diyeceksin ya da deliririm... Ama hepsi gelip geçiyor. Bazıları delip geçiyor ve o deliklerden ara sıra seni yokluyor da. Hayat iyiye ve kötüye rağmen ayakta kalabilmektir. Rabbim seni seviyorum.
Geçen babama artık bu yaşa geldim hala kendimi bir baltaya sap olamamış gibi hissediyorum baba ve bu his geçecek gibi değil. Geç kalmışım gibi bir şeylere. Geç kalmışlığın hüznünü yaşıyorum sanki. Benim yaşıma gelen insanların çoğu öyle ya da böyle dikiş tutturmuş gibi. Elimden çalınan çok şey vr gibi hissediyorum. Şems-i Tebrizi "Bir gün hayallerime kavuşacağım am bu gelip geçen günlerimi nereden bulacağım" demiş. Bu sözü duyduğumdan beri yükünü taşıyorum. Hayallerim bile çalınmış ve bu yaşıma erdim de hala bu hayallerin peşinden koşuyorum. Benzer yaralarımız var eşimle. Birbirimizi yaralarımızdan tutmuşuz. O yaralarda sarılmışız birbirimize. Şimdi beni ondan onu benden sıyırsalar bizden geriye iki kocaman yara kalır...