Anlamlandıramadığım şeylerin sayısının artması can sıkıcı. Sevgiye saygım sonsuz ama sevginin yüzsüzleştirdiklerine tahammülüm kalmadı. Kalbim sıkılıyor. Bu hayatıma yeni giren bir durum. Aklım ki varlığıyla pek bir övünürdüm sanki kapılarını kapattı. Organlarımın mesela kalbimin ve aklımın böyle isyan etmeleri kafalarına göre takılmalarını anlamlandıramıyorum. Bazılarındaki sorunları anlarım ama iletişim kopukluğu nedir allasen ya!
Bunun dışında yine önümü göremiyorum. Ne yapacağım ne yapmalıyım sorusuna cevaplar veremiyorum. Tıkandım. Yine İstanbul'dan sıkıldım. Biliyorum çok güzelsin falan ama kalabalıklığı ve yoğunluğu boğucu. Sanki nereye sürüklendiğimi bilmiyorum. Ağaçlar yeniden tomurcuk vermeye başladı. Gözümü ceviz ağacına diktim. O da yeşerince baharın gelişi tamamlanacak. Erik zamanı diye herhangi bir şey niye isimlendirilmemiş acaba?
Sevmek zamanı çalıyor şuan. Modum değişti. İnsanların mutsuz olmasını istemiyorum ama bazı mutluluklar beni mutsuz ediyor. Yine de seçim yap deseler kendi mutluluğumu seçemem. Yel essin kokusu gelsin derler bizim oralarda sevdiklerinden uzak olanlar. Kokular da değişiyor. Bazı değişimler de hasretten daha yaralayıcı. Parça parça siyah bir bulut geçiyor. Hayatımdaki sorunların da bu bulut gibi parçalanıp gidişini görmek istiyorum. Artık sorunum var demek hoşuma da gitmiyor. Ne zaman yoktu ki? Neden alışmadım ki. Ama yine de hayatında baş ağrısı çekmemiş dişi bile sızlamamış insanlar varken haksızlık gibi geliyor... Savaşmak anlamsız. Bir sonuca mı varılıyor? Bunları yazarak kimseye de hüzün vermek istemem. Güzel şeyler de var sonuçta. Yaramaz çocuk gibi hep omuz silkiyormuş mesajı da vermem. Sol kaşımın kenarındaki çizgi gittikçe daha derinleşiyor. Onu her görüşümde yüzüm gülüyor. Yaş almak, yaşımın ilerlemesi herkesin aksine hoşuma gidiyor. Sanırım yaşadığım kederlerden daha fazla mutluluğum var ve mutlu olmak için de öyle büyük sebeplere de ihtiyacım yok. Tepemde aydınlık günümde parıldayan Ay'ı görmek gülümsetiyor. Karşımda Istanbul'da ilk kurulan sarayın kalıntıları üzerinde yer alan Zeyrek Camisi'nin kiremit rengi ve orada demli çayın oraya gelenlere bedavaya verilmesi güzel şeyler bunlar. Hayatımda beni anlayan, anlamasa da destekleyen insanlar, annem, babam. Allah ömürlerini bereketlendirsin. Gönüllerini de şenlendirsin. 5 Mart'ta Miray'ım dünyaya gelecek. Ailemizin en küçük üyesi. Dünyanın şu çılgın hali durulur mu? Lütfen durulsun artık.
Korkutucu olsa da okulun bitmesine seviniyorum. Önümü göremesem bile bir dönem bitip yenisi başlayacak. Sadece şu süreçte kendimi çok hırpalamam lazım. Olur böyle şeyler Esma. Olur böyle sıkıntılar. Bazen bazı şeyler göründüğü gibi de değildir. Şer bildiklerinde hayır hayır bildiklerinde şer vardır Esma. Her şey Allah'ın elindedir. Zorluklar gelip geçici ve onlardan alman gerekeni almaya bak. Çabalama geçsin diye. Sevginin tercih işi olduğunu biliyorsun. Bazı insanları bazı tercihleri yapacak kadar sevmedilerse bunda ne senin ne başkasının suçu var. Üzülme Esma. Aşk aşktır, başlar ve biter. Anlamasan da olur. Bırak bitecekse bitsin. Bırak bittiyse bitsin.
4 Mart 2020 Çarşamba
tiksinti
insan kendisi olmak dışında her şeyden vazgeçebilmeli. aşktan, paradan, hayallerden, dünyadan. geriye kalacak tek şey kişinin kendisi ...
-
Sinirden ellerim titredi. Uzun zamandır bütün bedenimi kaplayan uyuşukluktan sonra hissedebildiğim ilk şeylerden biri bu. Çok sinirliyim am...
-
Kafedeki sineklere bakıyorum. Durmadan kaşınan ve kaşınmaktan artık dokunsam acıyan yerlerim var. Bu yüzden sinekleri uzak tutmalıyım kendim...
-
Anadan geçilir Hasan yardan geçilmez diyor türküde. Hasan köylüye işkence eden eşkıyaları öldürünce hapse girer ve çıktığında sevdiğinin ev...